Paslanmaz Çelik Sektörü 2015 Yılsonu Değerlendirmesi
Dış pazardaki durgunluk, 2015 hedeflerinin revize edilmesine yol açmıştır.
Dış pazardaki durgunluk, 2015 hedeflerinin revize edilmesine yol açmıştır.
Türkiye’nin ihracat pazarlarının yer aldığı Ortadoğu, Avrupa, Ukrayna ve Rusya’da yaşanan gerek politik gerilimler gerekse ekonomik durgunluk ve belirsizliğin, paslanmaz çelik sektörünün 2015 için öngördüğü ihracat hedefini revize etmesine yol açmıştır. “Firmaların yurtdışı pazar arayışlarının, 2015 yılında da sürmesi beklenmiş, ancak hedeflerin tutturulması maalesef mümkün olmamıştır. Paslanmaz çelik sektörünün ihracat hedefine 2016’da ulaşması için çalışmalar yoğunluk kazanarak devam edecektir.” Başarılı olması özellikle Ortadoğu’daki politik istikrarsızlığın sona ermesine bağlıdır.
Paslanmaz çelik sektörünün 2015 yılında ihracat rakamının cılız kalmasına sebep, dış piyasaların krize girmelerinin işaretlerini vermeleri sonucudur. “Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) ve Ekonomi Bakanlığı’nın çalışmalarında yer alan; yeni pazar ve piyasa oluşturarak ihracat hacminin geliştirilmesi hedefi, paslanmaz çelik sektörü için de geçerliliğini korusa da, Ülkemiz gerçeklerinden hareketle beklentilerimiz maalesef gerçekleşememiştir. Kuzey Afrika’nın yanı sıra Sahra Altı Afrika ülkeleri ile Körfez ülkelerinin, sektörün yeni hedef pazarları arasında hedeflediğimiz bir sırada, özellikle Ortadoğu ülkelerindeki politik istikrarsızlık ile euro-dolar paritesindeki düşüşün, geçici süreyle de olsa AB’yi hedef piyasalar arasından çıkarmıştır. Paslanmaz çelik ithalatında, yıllık takriben 520 bin tona ulaşan Türkiye’nin, 2015’te ihracat hedeflerine ulaşamamış olması 2016 hedef ve tahminlerimizin zayıflamasına yol açmıştır.
İhracatımızın yarısından fazlasının, mevcut çelik servis merkezlerinde işlenerek yapıldığını düşündüğümüzde, Servis Merkezlerinin ne denli önem taşıdığının bilincinde olduğumuzu görürüz.
Yıllık yaklaşık 100 bin ton ürünün ise nihai mamul içinde dolaylı biçimde ihraç edildiğini de belirtmeden geçemeyiz. Sektörümüz dolaylı olarak yaklaşık 300 bin kişiyi istihdam etmektedir. Ayrıca bu işletmelerin yüzde 65’lik bölümünün PASDER üyeleri ile tedarik zinciri içerisinde doğrudan ve dolaylı ilişki içerisinde olduğunu unutmamalıyız. Türkiye’de, kişi başı paslanmaz çelik tüketimi ise (ihracaat dahil) yıllık 6 kg.’a yaklaşmıştır. Bugün gelişmiş ülkeler arasında önde giden Japonya’da kişi başı yıllık paslanmaz çelik tüketiminin 20 kilograma, Avrupa Birliği ülkelerinde ise yıllık 12 kilograma ulaştığı düşünülürse, Türkiye’nin paslanmaz çelik tüketiminde gelişme şansının yüksek olduğu söylenebilir.
“Türkiye’de entegre üretim yapılmıyor”
Türkiye’nin 2015 yılı ithalat rakamlarıyla dünya paslanmaz çelik pazarından yüzde 1.2 pay aldığına işaret eden Fatih Köksal, şöyle devam etti: “Türkiye’de paslanmaz çelik entegre üretimi yapılmıyor ve yakın bir zamanda da böyle bir üretime geçilebilmesi mümkün görünmüyor. Bunun temel sebepleri arasında; pazarın durumu, dünyada mevcut atıl kapasite, yatırım için gerekli hammadde arzının Türkiye’deki yetersizliği, aşırı enerji kullanımı gereksinimi ve yüksek yatırım tutarından kaynaklanan işletme geri dönüş ve amortisman süreleri yer alıyor.”
Dünyada mevcut ergitme paslanmaz çelik kapasitesinin 2015 itibarıyla yıllık 65 milyon tona ulaşmış ancak fiili sıvı paslanmaz çelik üretim miktarı takriben %30 noksan olarak gerçekleşmiştir. Kullanılamayan kapasitenin 20 milyon ton’a ulaşmış olması, ülkemizde entegre yatırımın henüz yapılmaması gerektiğine işaret etmektedir. Yine dünya üretim kapasitesinin yüzde 53’lük diliminin Çin’in elinde bulunduğu “Bu oranın, diğer Asya ülkeleri ile beraber yüzde 72 seviyelerine ulaştığı bilinmektedir’’. Güney Kore’nin üretim kapasitesi ise yaklaşık yüzde 3 civarındadır. Ayrıca Güney Kore’nin ÇHC’ de bulunan sıcak hadde yassı mamul üreten tesisleri üretim yapmamaktadır. 1 Mayıs 2013’te yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması ile Güney Kore’den ülkemize ithal edilen soğuk ve sıcak haddelenmiş paslanmaz çelik ürünlerinde kayda değer bir artış yaşanmaktadır. Bunun nedeni ise diğer Uzakdoğu ülkelerinde yapılan ithalata konulan %8‘lik Gümrük vergisidir. Böylece Güney Kore Dışındaki uzak doğu ülkelerinden yapılan ithalatın azalmasının nedeni açıktır.
“Gümrük Vergisi’ndeki artış fiyatlara yansıdı”
Gümrük Vergileri’nin 30 Ekim 2013 tarihi itibarıyla yüzde 8’e yükselmesi nedeniyle bu durumun ara mal veya yatırım malı şeklinde kullanılan paslanmaz çelik ürünlerde fiyat artışına yol açmıştır. Türkiye’de başta beyaz eşya, mutfak gereçleri, makine, gemi, gıda ve kimya sektörleri olmak üzere birçok sektörde maliyet artışları yaşanmaktadır. Bu durum, söz konusu sektörlerdeki firmaların ihracattaki rekabetçiliğini ve pazar payını olumsuz yönde etkilerken iç piyasadaki fiyat artışları ise enflasyonist baskı oluşturmaktadır.
‘’Paslanmaz Çelik Fiyatlarındaki hareketler’’
2015 yılında alaşım elemanları fiyatlarındaki olumsuzluk ve istikrarsızlık, sonuçta önemli iki alaşım elementi KROM VE NİKEL fiyatlarının resesyonuna dönüşmüştür. Bu nedenle paslanmaz çelik fiyatlarının düşme trendine girmesi, talep daralması ve stokların şişmesi ile birleşerek satış fiyatlarının maliyetlerin altına inmesini sağlamış ve sektörü olumsuz yönde etkilemiştir.
Böylece istikrarsız fiyat hareketleri her zaman olduğu gibi sektörü önemli derecede rahatsız etmiştir. Tahminlerin doğru yapılmaması halinde sektörde tamiri mümkün olmayan büyük yaralar açılabilir. Spekülatif hareketler, alım ve satımdaki yanlış politikalar ve de en önemlisi günü kurtarmak amacıyla oluşacak ekonomik uygulamalar platformun depremi olacaktır. Akıllı ve doğru tahminlerle ve gerektiğinde beklentilerin uzağında da olsa, önemli küçülmelerle sektörün hayatiyetinin korunması ve devamı mümkün görünmektedir.
Tüm Sektör ilgililerine iyi çalışmalar ve 2016 yılında sağlık ve başarılar dilerim. PASDER
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Demir Çelik. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.